Kanuni ve Karınca Hikayesi

Ağaçta Eğer Varsa Karınca Günah Var Mıdır Anı Kırınca?

Kanuni Sultan Süleyman Topkapı Sarayında Has Bahçede dolaşırken gözüne bir elma ağacı ilişir, bir elma koparmak için ağaca doğru yaklaştığında ağaca çok sayıda karıncanın musallat olduğunu görür. Derhal has bahçeden sorumlu olan bahçıvanı çağırtır. Ağaçtaki karıncaların başka ağaçlara da dadanıp kurutmaması için ağacın kesilmesini emredeceği sırada her işinde fetva istediği Şeyh’ül – İslam Ebu Suud Efendi aklına gelir. Ağacın kesilmesi emrini vermez. Hocasını ayağına çağırmak da istemez. Hasbahçeden çıkar ve Ebu Suud Efendi’ nin makamına doğru gider. Ebu Suud Efendi’ nin makamına çıktığında hocasını odada göremez. Ebu Suud Efendi’ nin makamında bulunan okka ve diviti alır doğrudan sormak yerine haya edip bir beyit şeklinde kağıda şöyle yazar:

“Dırahta ger ziyan etse karınca,   

Günah var mıdır anı kırınca?”
(Ağaçta eğer ziyan etse karınca
Günah var mıdır onu kırınca (öldürünce) )

Hocasına beyitle sorduğu soruyu yine aynı incelikle Ebu Suud Efendi’ nin masasının üzerine bırakır ve odadan ayrılır.

(Şeyh’ül İslam Efendi’ ye ayrı bir paragraf açmak gerekir öyle ki; Şeyh’ül İslam Ebu Suud Efendi yalnızca bir Şeyh’ül – İslam değildir. Şeyh’ ül İslam Ebu Suud Efendi için döneminin ikinci Ebu Hanifisi denilmiştir. Hanifilik mezhebinin Osmanlı Devletinin adeta resmi mezhebi olması yönünde büyük katkıları olmuştur. Ebu Suud Efendi aynı zamanda cinlerin de Şeyh’ül İslamıdır. Cinlere dahi çeşitli konularda fetvalar verdiği bilinmektedir. Kendisine sorulan sorulara beyitle cevap verebilecek kadar Arapça ve Farsçaya hâkimdir. Hukuk bilgisi üst düzeydedir aynı zamanda şiir ve sanata da ilgisi vardır. Toplumsal konularda verdiği fetvalar Ertuğrul Düzdağ tarafından “Şeyh’ül İslam Ebu Suud Efendi Fetvaları Işığında 16. Asır Türk Hayatı” ismiyle toplanmıştır. )



Şeyh’ ül – İslam Ebu Suud Efendi odasına geldiğinde notu görür ve notun padişah tarafından yazıldığını el yazısından anlar. Kendisinden beyitle fetva isteyen Kanuni Sultan Süleyman ‘ a yine aynı güzellikte aynı notun altına şu beyitleri ekler:

“Yarın Hakk’ ın divanına varınca
Süleyman’ dan hakkın alır karınca”

Hocasından gerekli fetvayı alan Kanuni Sultan Süleyman Han karıncaların musallat olduğu elma ağacını kestirmez ve daha sonra karıncalar kendiliğinden ağacı terk eder. Bu küçük hikâyeden bizlere aşağıdaki beyitler yadigâr kalır:

“Ağaçta ger ziyan etse karınca
Günah var mıdır anı kırınca
Yarın Hakk’ ın divanına varınca
Süleyman’ dan hakkın alır karınca.”



Kanuni ve Karınca

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.