DİVAN EDEBİYATINA KAYNAKLIK EDEN İLİMLER
DİVAN EDEBİYATINA KAYNAKLIK EDEN İLİMLER
*İlm-i
Kelam: Allah’ ın zat, sıfat ve fiillerini Kur’ an – ı Kerim’
in çizdiği esaslara göre inceleyen, Allah’ ın varlığını ve birliğini
ispatlamaya çalışan ilimdir. İslam Felsefesi olarak da bilinir.
Kelam İlminin Divan Şirinde Geçen Belli
Başlı Terimleri:
a) Hakayık- ı Eşya:
(Eşyanın Hakikatleri) Eşyanın bir vücudu vardır. Bu vücudun bir kısmına insanın ilmi ve idraki
ulaşabilir. Buna hakayık –ı eşya denir. Yani eşyanın gördüğümüz ve anladığımız
kısmıdır.
b) Hudus ve Kıdem:
Sonradan meydana gelmeye hudus denir. Eşya ise hadistir (sonradan olmuş olan).
Öncesi bulunmamak ise “Kıdem” dir. Allah Kadim’ dir. Allah ‘ ın varlığı hiçbir
şeye muhtaç değildir. Kâinat ise sonradan olmuştur ve hadistir.
c)
Taaddüd
– i Kudema (Kudemanın Çokluğu): Allah birdir, birden fazla
değildir. Dolayısıyla Kadim’ in birden fazla olması mümkün değildir. Bu yüzden
taaddüd – i kudeme batıldır.
d) Teselsül:
Zincirleme gitme demektir. Kelam ilminde illet ve sebeplenin birbirini
izlemesidir. Ancak bütün illet ve sebepler Kadim olan bir ilk illetle sona
erer. Bu da teselsülün mümkün olmadığını gösterir. Zincirleme sebeplerin ve
illetlerin birbirini izleyip bir sona ulaşmasıdır. Bu doğru değildir.
*Hillet-
i Kadime (Felsefe Terimleri)
Heyula:
Kendisi şekil ve sureten uzak ve bütün suretler kendisi ile kaim olan şey
demektir (madde). Heyulanın kendine has bir şekli yoktur. Ancak bütün şekiller
bundan türer. Madde ile heyula arasında fark yoktur. Buradaki madde gözle
görülüp elle tutulan madde değil onun aslıdır.
Suret:
Heyulanın şeklidir. Heyula ve suret birbirinden ayrılmaz. İkisi birlikte
maddeyi meydana getirir.
Cevher:
Bağımsız bir varlığa sahip olup oluşunda başka bir şeye muhtaç olmayan
varlıktır.
Araz:
Meydana gelişinde başka bir şeye muhtaç olan varlıktır. Taş cevherdir, taşın
rengi ve şekli ise arazdır.
Anasır
– Erbaa: Eskilere göre su, toprak, hava ve ateş bütün
varlıkların aslıdır. Bu maddelere dört unsur denir.
Tefsir:
Kur’an – Kerim’ in açıklanması ve yorumlanması ilmidir. Kur’ an ayetleri divan
şiirinde iktibas (alıntı), telmih veya aynen alınarak kullanılır.
Hadisler:
Divan şairlerince telmih, meal ve iktibas olarak bolca kullanılmıştır.
Divan
Şiirinde Kullanılan Batıl İlimler:
*İlm-
i Kimya: Eskilere göre suni olarak altın ve gümüş elde etmek
ilmidir. Bununla uğraşanlara “Guruh u Ehl-i Kaf” derler. Bu ilmi ilk kez
yayınlayan Cebir Bin Hayyam’ dır. Bu ilm gizli tutulduğu için kitapları
anlaşılmaz ve sembollerle doludur. Başka madenlerden altın ve gümüş elde etmek
de imkânsızdır. Divan şiirinde kimya ilmi ile ilgili bazı terimler de
kullanılmaktadır. Bunlar;
Hacer;
iksir (ruh) elde etmeye yarayan maddedir.
Ceset;
üzerine iksir dökülerek altın ve gümüş elde edilen madde.
Halletmek;
ayırtmak, ayrıştırmak.
Akdetmek;
ateş üzerine iksir dökmek.
Taktir;
imbikten geçirip damla damla akıtmak.
Akakir;
kimya ile uğraşanların kök maddelerine verdikleri ad.
İlm-i
Simya: Halk arasında kimya karşılığı olarak kullanılır. Ancak
farklıdır. Eskiden bu ilim “tılsım ilmi” yerine kullanılırdı. Daha sonra
harflerin sırrını araştıran ilim olarak kullanıldı. Diğer adı “ilm – i sagir”
(küçük ilim) dir.
İlm-
i Tencim: Yıldızların hareket ve durumlarından hükümler çıkarma
ilmidir. İlk kez Babil’ de Nebatilerce düzenlenmiştir. Nebatiler yıldızlara
taptıklarından yıldızların hareketi ile çok ilgilenmişlerdir. Nebatilerce her
yıldızın bir ismi vardır ve her yıldız İbrani harflerinden birini sembolize
eder. Bu ilim daha sonra Yahudiler arasında yayılmıştır. Yahudilerin bu ilimle
ilgili “Zühre” adlı bir kitabı olduğuna inanılır. İslami dönemde de bu ilimle
ilgili birçok kitap yazılmıştır. Bu ilim dünyanın her yerinde ilgi görmüştür.
Hükümdar saraylarında “müneccim başı” önemli görevlerden biri haline gelmiştir.
Bu ilimle uğraşanlar hükümdarların talihlerine bakar, önemli olayları haber
verir savaş ve barış tarihlerini belirlermiş.
İlm-i
Remil (Kum Falı): Kendisine özgü bazı çizgilerle hüküm
çıkarmak böylece insanların istekleriyle ilgili haberler vermektir. Kum üzerine
şekilleri parmaklarıyla çizdikleri için remil denmiştir. Bazı kitaplar remil
ilmini İdris Peygambere isnat etse de bu ilmin asıl mimarı Donyal’ dır.
İlm-i
Sihir ve Tılsımat: Eskiden sihir ve tılsıma olan rağbet çok
fazlaydı. Hz. Musa’ dan önce Babil’ de ve Musul’ da sihirle tılsım çok
gelişmişti. Bu ilmin en ünlü kişisi Cebir Bin Hayyam’ dır. Bu konuda birçok
kitap yazmıştır.
Beduh: Bu
tılsımın sembolüdür. Eskiden mektup zarflarının üzerine bu kelimeyi yazarlar,
gönderilen kimsenin ismi altına gelen helezonun içine bu kelimenin ebcette
karşılığı olan 2468 sayısını yazarlarmış. Böylece mektubun mutlaka sahibine
ulaşacağına inanılırmış.
İlm-i
Kıyafet: Organların
şeklinden, renginden vs. insanın karakterini tanıma ilmidir. Araplar bu ilmi
ikiye ayırırlar:
İlm-i
Kıyafet’ül – Beşer; İnsanın boyunun, posunun dış görüntüsünün
iç yapısına delalet ettiğini savunur, nesep tespiti için kullanılır.
İlm-i
Firase; fiziki yapıdan kişinin huy ve karakterini öğrenmeye
yarar. Divan edebiyatındaki kıyafetnameler bu konuyu işlemektedir.
İlm-i
Musiki: Bu ilim eskiler tarafından “ulum-ı riyaziyye” den yani
matematikten sayılmıştır. Musiki ilminin terimleri, makamlarının adları divan
şiirinde çokça kullanılmıştır. Bu ilimi İdris Peygambere dayandırılır. Rivayete
göre musika denilen sazı Nuh Peygamberin oğlu icat etmiştir. Bu ilme ilm-i
edvar da denilir.
YORUMLARINIZI YAZIN