EVLİYA ÇELEBİ SEYAHATNAMESİNDEN


Seyahatnameden:



Gel imdi oğul! Şimden girü sana seyahat göründü. Allah mübarek eyleye. Amma sana nasihatum var diyü elimden yapışub huzurunda ayak üzre durdurup sağ eliyle sol kulağımı burkarak şu nasihata agaz (söylemek) eyledi:
        Pendname-i Peder-i Büzurg-Var (Saygıdeğer Babamın Nasihatı): Oğul, adem yohsul olur. Beslemesiz taam yime. Sırrın var ise sakın avretine dime. Cünüb iken yemek yime. Esvabın (elbise) söküğün üstünde dikme. İyi adını keme (kötü) takma. Keme yoldaş olma, zararın çekersin. Sen yürü ileri gözüm kalma geri. Alay bozma, tarlaya basma. Yaran payına sarkma. Bir şey komadığun yire el uzatma. İki kişi söyleşirken dinleme. Nan u nemek (ekmek ve tuz) hakkın gözet. Na-mahreme nazar idüp (bakmak) ihanet itme. Davetsiz bir yire varma. Varırısan emin eman yere ehl-i ırza var. Mahrem-i esrar (gizli sırlara vakıf olan) ol. Her mecliste işittiğin sözleri hıfz (ezber) eyle. Evden eve söz getirme. Zem (kötüleme) u nem (zorbalık) u gıybetten (arkadan konuşma) müsaviden (eş koşma) uzak ol. Haluk (iyi huylu) ol. Herkesle hüsn ü ülfet (güzel alışkanlık, geçim) it. Lecuc (inatçı) u bed – zeban (kötü dilli) olma. Senden uluların (büyüklerin) önünden gitme. İhtiyarlara riayet (uyma) it. Daima tâhir (temiz) olub muharremat (haram kılınan şeyler) u menhiyattan (dinen yasaklanan şeyler)  perhizkâr ol. (Zararlı şeylerden sakınmak) Salavat –ı hamseye (beş salavat)  müdavemet (devam etme) idüp salah-ı hal (dine olan bağlılık) ile maruf (bilinmek) ilm ü fazl (ilim ve iyilikle) ile meşhur ol. (tanın)
                                     Beyit –i Nasihat
Sormağa ey yâr, eyleme gel âr
Anla ne kim var ilm-i tamâmı
Fârsi’yi bilgil, ehlini bulgıl
Afsah-ı nâs ol, Arap u Acamı
Vakt-i namaz et, Hakka niyâz et
Hâlıkı yâd et, gözle imâmı
Bildiğin öğret, dersini fikr et
Eyleme hiç red, hâs u avâmı
İlme harîs ol, şuğle enîs ol
Ehl-i celîs ol, görme melâlı
Damla-be-damla, göl olur anla
Sözümü dinle, temm ü kelâmı
(Esasen bu beyitlerin Şeyhü’l – İslam Ebu Suud Efendi’ ye ait olduğuna dair iddialar varsa da bu iddialar kesinlik kazanmamıştır)
Oğul! Dünya cihetinden (taraf) nasihatüm oldur ki daima sebük – ruh (tez canlı) olup anka –meşrep (anka kuşu gibi) ol. Celis (bir yerde bulunan) ü enis (dost) vüzere (vezirler) ve ayana (devleti yöneten siyasiler) varup dünya içün bir talebinde olma ki senden müteneffir (nefret etme) olup istiskal (kovmak) itmeyeler. Rıza lokmasına kanaat eyle. Eline giren malı da israf itme. Kana’atle geçin. “el-kanâ‘atü kenzün lâ yüfnâ(kanaat tükenmez bir hazinedir) dimişler. Sağlıkta, sabırlıkta lazım olur. Dünyalık akçayı lokma u hırka içün hıfz idüp namerde muhtaç olma. Çünki;
                                 “Düşmene kalursa kalsun
                                  Dostuna muhtaç olma tek”  dimişler.


         Evliya Çelebi’ nin babası Derviş Mehmed Zilli oğluna bu öğütleri verdikten sonra ondan gezdiği diyarlardaki ziyaretgâhları, evliyaullahları, çöl, ova, bozkır, sahra, dağlar, taşlar, ağaçlar ve beldelerini ayrıca gittiği yerin suyunu, havasını, eserlerini, şehri fetheden kişileri, şehrin kalesini ve etrafını Seyahatname adıyla bir kitaba yazmasını ister. Daha sonra oğluna hayır dua ederek Evliya Çelebi’ nin ensesine bir pehlivan sillesi vurarak “yürü akıbetin hayr ola, El – Fatiha” der. Evliya Çelebi babasının sillesiyle sersemleyerek gözlerini açar, evin içinin nurla dolduğunu görür ve hemen babasının elini öper.
     
           Babası bu nasihatten sonra Kafiye ve Şafiye isimli on iki medrese kitabı ve içinde iki yüz altın bulunan heybeyi oğluna verip “ yürü, nereye gidersen git sana izin verdim ama gurbet diyarında dikkatli ol, kendini koru. Merd ol ve ehl-i derde yar ol” diyerek oğlunun alnından öper. Evliye Çelebi daha sonra babası ile birlikte Mevlevi, Halveti ve Bektaşi tekkelerini ziyaret ederek on iki şeyhin elini öperek himmet alır ve yola çıkar.

      Evliya Çelebi’ nin elli sene boyunca gezdiği, gördüğü yerleri anlattığı Seyahatname; bir seyahat kitabı olmakla birlikte gidilen yerlerin inanışı, kültürü, sosyolojisi, coğrafyası ve tarihinin de anlatıldığı 10 ciltlik büyük bir şaheserdir ve bu şaheserin yazılma öyküsü de yukarıda anlatıldığı gibi önce görülen bir rüya sonra da bir babanın nasihati ile başlar.







1 yorum:

  1. Bloggerlar Sanal Alemde Buluşuyor!
    Merhaba, yazınız için teşekkürler. Bloggerların buluşma ve sosyal paylaşım platformunda sizleri de aramızda görmek isteriz. Böylelikle diğer bloggerları tanıyabilir, yeni fikirler edinebilir ve içeriklerinizi daha geniş kitleye tanıtabilirsiniz. İyi çalışmalar.

    http://blogworld.com.tr.ht//welcome

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.